Dünya genelinde her toplumun mitik anlatıları mevcuttur. Bu anlatılar modern dünyada el sanatları, şiir, müzik, vücuda yapılan dövme, halk oyunları, bilgisayar oyunları, sinema gibi pek çok mecrada kendine yer edinmiştir. Özellikle günümüzde çokça sevilen ve büyük hâsılat yapan film ve diziler araştırıldığında bunların mitolojik kaynaklı olduğu fark edilmektedir. Beyaz perde’ye de aktarılan ve yüz milyondan fazla satan J.K. Rowling’in yazdığı kitap serisi Harry Potter, büyülü bir dünyada kendini bulan Harry’nin maceralarını anlatır. Serinin bu kadar sevilmesinde şüphesiz beslendiği mitolojik derinliğin etkisi vardır. Bu derinlik incelendiğinde akıllara Türk destanı olan Er Töştük’ün mitik yapısı gelir. Çalışmanın amacı, Harry Potter ile Er Töştük’ün mukayesesini yapmak ve benzerliklerden yola çıkarak, Er Töştük’ün beyaz perde’ye nasıl aktarılabileceği noktasında öneriler sunmaktır.
Anahtar Kelimeler: Mit, Harry Potter Serisi, Er Töştük Destanı, Beyaz Perde, Metinlerarasılık
Construction of Turkish Mythic Factors in the White Screen: The Comparative Example of Er Töştük and Harry Potter.
Abstract
There are mythic narratives of every society throughout the world. In the modern world, these narratives have found their place in many media such as handicrafts, poetry, music, tattoo, folk dances, computer games and cinema. Especially when it is searched for movies and TV series that are very popular and have a large income, it is seen that they are mythological. Which was also transferred to the white screen and sold over a hundred million copies. Harry Potter, J.K.Rowling’s book series, tells of Harry’s adventures in a magical world. In such a popular love of the series, there is undoubtedly the effect of mythological depth. When this depth is examined, the myth of Er Töştük, the Turkish epic, comes to mind. The aim of the study is to make a comparison between Harry Potter and Er Töştük and to give suggestions on how Er Töştük can be transferred to the white curtain.
Keywords: Myth, Harry Potter Series, Er Töştük Epic, White Curtain, Intertextualit
Giriş
Mitoloji, en geniş tanımı ile mitleri inceleyen bilim anlamına gelir. Sözlükte mitoloji “Bir din veya bir halkın kültüründe tanrılar, kahramanlar, evren ve insanın yaratılışına dair tüm sözlü ve yazılı efsane birikiminin ve bu efsanelerin doğuşlarını, anlamlarını yorumlayıp, inceleyen ve sınıflandıran çalışmalar bütünüdür.” şeklinde tanımlanır (Öznülüer, 2018: 3). Mit, evrenin nasıl yaratıldığını, nasıl oluşmaya başladığını anlatan, bir yaratılış öyküsüdür. Mit gerçekten olup bitmiş, tam anlamıyla oraya çıkmış olan şeyden söz eder. Mitlerdeki kişiler insanüstü özelliklere sahiptir. Mitler, onların yaratıcı etkinliğini ortaya koyan ve yaptıklarının kutsallığını ya da yalnızca doğaüstü olma özelliğini gözler önüne serer. Sonuç olarak, mitler, kutsal ya da doğaüstü olan şeyin, dünyaya çeşitli, kimi zamanda heyecan verici akınlarını betimler (Köktan, 2014: 262). Her milletin kendi mitik dünyalarının diğer milletlerin mitik anlatmalarıyla benzerlik göstermesi, bilim adamlarını, mitleri insanlığın ortak bilinçaltından çıkan ve evrensellik gösteren bir tür olarak görmelerine sevk etmiştir. Bununla beraber miti kültürden, dinden, gelenekten bağımsız düşünemeyiz. Her toplumun kendine özgü mitolojisi vardır ve bunlar temsil ettiği topluluğun aynası gibidir. Mitolojiler toplumdan topluma farklılık gösterdiği gibi ortak yanları da çok bulunmaktadır (Artun, 2009: 35).
Mitler kutsal ve gerçektir. Her ne kadar günümüzde gerçek kabul edilemeyecek olağanüstülüklere sahip olan unsurlar olsa da Mitolojide geçen öykülerin tamamı hayal ürünü değildir. Buna bir örnek verilecek olursa, bütün kutsal kitaplarda geçen tufan olayı, aynı zamanda çok eski uygarlıkların mitolojik destanlarında da yer almış, yapılan kazı ve araştırmalar sonucunda da gerçek olduğu ispatlanmıştır (Erdoğan, 2007: 3).
İlkel insanların sahip olduğu inanç sistemi olan mit, modern dünyada işleyişini devam ettirmektedir fakat insanlar bunun ne kadar farkındadır ve modern dünyada ne kadar yer edinmektedir gibi soruları Eliade bir örnekle açıklar:
“Yeni yıl kutlamaları veya bir çocuğun doğumu, bir evin inşa edilmesi, hattâ yeni bir eve taşınmayı izleyen kutlamalar, tamamen yeni bir başlangıca, incipit vita nova’ya – yani eksiksiz bir yeniden doğuşa – duyulan muğlâk ihtiyacı açığa vurur. Bu dünyevi (profan) kutlamalar mitsel arketiplerine – yaratılışın periyodik yinelenmesine – uzak olsalar da modern insanın dünyevileşmiş olmalarına rağmen bu tür senaryoların periyodik yeniden gerçekleşmesi ihtiyacını çektiği aşikârdır.” (Eliade, 2017: 27).
Bilim ve teknoloji ile yerini somut verilere bırakan mit, modern hayatta; el sanatları, vücuda yapılan dövmeler, dijital oyunlardaki kahramanlar, film karakterleri ile iç içedir. Bugün en çok rağbet göre dizi ve sinema sektöründeki yapıtların mitik unsurlar barındırdığı görülmektedir. Gişe rekorları kıran ve büyük hâsılatlar yapan filmlere ve dizilere baktığımızda bu filmlerin fantastik kurgulu olduğunu görmekteyiz. Harry Potter, Mumya, Yüzüklerin Efendisi, Avatar, Thor, Truva, Game of Thrones, 300 Spartalı gibi yapıtlar çok sayıda mitik unsurdan yararlanılarak oluşturulmuştur. Bir metinden veya anlatıdan faydalanarak yeni bir metin oluşturma metinlerarasılık yöntemi ile olmaktadır. “Metinlerarasılık kavramı, en genel anlamda iki ya da daha çok metin arasındaki bir alışveriş, bir tür söyleşim ve diyalog olarak düşünülebilir.” (Aktulum, 2000: 17).
Sinema ve sözlü kültür arasında gerçekleşen hem biçimsel hem de anlamsal katmanlı bir ilişki vardır. Mitik anlatılar ve sinema filmleri arasındaki ilişki görsel ve sözel bağlamı birleştirdiğinden çok yönlü gönderme yapılabilen metinler oluşturulmaktadır. Bu metinler bir takım yöntemlere göre oluşturulmaktadır. Bunlar; anlatı içinde anlatı, indirgeme, genişletme, yanmetinsellik gibi metinlerarasılık yöntemleridir (Yıldız, 2015: 136).
Metinlerarasılık bağlamında bir anlatının başka bir anlatının içinde yer alması hem türsel bir farklılık ya da ayrışıklık gibi algılanır hem de iki türü birbiriyle bütünleştiren bir unsura dönüşür. Anlatı içinde anlatı tekniği hakkında Kubilay Aktulum, “Metinlerarası İlişkiler” isimli kitabında: “[…] yansıma özelliği taşıyan, ilk anda “ayrışık”, ancak içerisine sokulduğu metinle bir “benzeşiklik” ilkesi kuran […], anlam üreten veya metnin anlamını destekleyen […] bir sözcedir” demektedir (Aktulum, 2000: 160). Bir metnin içinde, yararlanıldığı metinden kesitler bulunduran metin anlatı içinde anlatı tekniğini kullanmış olur. Örneğin “Alaaddin’in Sihirli Lambası” masalı çoğu kez filmlere uyarlanmıştır. Bu uyarlamalar günümüz çağında geçen olay örgüsünde oluşurken lambadan çıkan Alaaddin karakteri, masaldaki metnin aynısını filmde sergiler. Bu örnekten hareketle “Alaaddin’in Sihirli Lambası” masal’ının filmin içinde değiştirilmeden yaşatılmasına anlatı içinde anlatı tekniği denmektedir.
Öykünme yönteminde bir metnin biçeminden yola çıkılarak yeni bir metin yazılır. Yazılan yeni metnin taklit işlemi ile eski biçemi tekrarladığını söyleyen Aktulum öykünmede kesin bir göndergenin yer alması gerektiğini de ekler (Aktulum, 2000:133). Öykünme en çok kullanılan tekniklerden biridir. “Leyla ile Mecnun” halk hikâyesinden öykünerek yeni bir reklam filmi çekmek ve Mecnun’un “dağ delme” motifinin, “duvar delme” olarak uygulanması bu tekniğe örnek olarak gösterilebilir.
İndirgeme ve genişletmenin biçemsel dönüşümün iki önemli biçimi olduğunu belirten Aktulum’a göre bir metni indirgemenin en kolay yolu metinde yer alan bir parçayı çıkarmaktır (Aktulum, 2000: 144). Aktulum’dan aktarılan öykünme, indirgeme, genişleme, anlatı içinde anlatı gibi pek çok tekniği olan, metni yeniden kurgulayarak yeni metin oluşturma biçimi olan metinlerarasılık, Harry Potter serisinde, mitik ögelerin yeniden kurgulanarak inşa edilmesi olarak görülmektedir. Harry Potter’e baktığımızda yazar J.K. Rowling; ev cinleri, sihirli asalar, büyü kitapları, devasa büyüklükteki hayvanlar, uçan süpürgeler gibi birçok mitik unsurlardan oldukça fazla yararlanmış ve bu unsurların günümüze uyarlamasını yaparak eseri beslemiştir. Metinlerarasılık yöntemi de bir metnin kendinden önce yazılmış metinlerden bağımsız olamayacağı düşüncesidir. Harry Potter’de doğrudan bir metinden alıntılama görülmese de mitik anlatılardan, mitik unsurlardan yararlanma görülmektedir.
Sinemaya uyarlanan Harry Potter eseri gibi mitoloji’den beslenen diğer fantastik dizi ve filmlerin arasında Türk mitik unsurlarını barındıran örnekler de olduğu fark edilmektedir. Türk kültür unsurlarında ise oldukça fazla mitik unsur olmasına karşın bu unsurların beyaz perdeye yeterince aktarılmadığını görmekteyiz. Bu çalışmada, Er Töştük Destanı ile Harry Potter filmindeki mitik unsurlar mukayese edilerek; Er Töştük’ün beyaz perde’ye nasıl aktarılabileceği konusunda değerlendirmelerde bulunulacaktır.
Harry Potter Filminin Konusu
On yıl boyunca, hiç sevmediği teyzesi, eniştesi ve kuzeni Dudley ile yaşamak zorunda kalan Harry, ailesinin bir trafik kazasında öldüğünü sanmaktadır. On birinci yaş gününde Harry, Hogwarts Büyücülük Okulu’nun anahtarların ve toprakların bekçisi Hagrid’den okula davet mektubu alarak gerçekte bir büyücü olduğunu ve ailesinin kötü bir büyücü olan Voldemort tarafından öldürüldüğünü öğrenir. Yedi yıl boyunca okuduğu okulda en yakın arkadaşları Ron ve Hermione ile birlikte gizemli, heyecanlı, macera dolu birçok olayla karşı karşıya gelen Harry, anne ve babasını öldüren Voldemort ile pek çok mücadeleye girer ve onu öldürmeye çalışır. Voldemort’u yenmesinde en önemli etken ise Harry’nin içindeki sevgidir.
Er Töştük Destanı’nın Olay Örgüsü
Bu makalede, Türk mitik unsurları ile örülü Er Töştük Destanı’nın metni Ünsal Yılmaz Yeşildal’ın (Yeşildal, 2015: 445-988) “Er Töştük Destanı (İnceleme-Metin)” adlı doktora tezinden alınmıştır. Er Töştük Destanı’nın olay örgüsü şu şekildedir:
- Kırgızlarda Kökötöy’ün aş töreni olur. Bütün dünya halklarının davetli olduğu törende Kökötey’in evlat edindiği oğlu Bokmurun, halk eğlensin, yenen zengin olsun diye güreşte kim yenerse ona büyük ödül verecektir. Bütün dünya halkları kendi pehlivanlarını hazırlar. Pehlivanlar içinde herkesin korktuğu dev gibi olan Kalkmak (Kalmuk) pehlivanı koca Coloy’da vardır. Kırgız Hanı, yiğitlerine Coloy’un karşısına çıkmalarını söyler fakat kimse çıkmak istemez. Bunun üzerine Manas, Er Töştük’e gider ve Coloyla güreşmesini ister. Er Töştük yer altından yeni geldiğini ve iyileşmediğini söyleyerek teklifi reddeder.
- Kırgızlarda Eleman adında zengin bir adamın sekiz oğlu vardır. Bir gün sekiz oğlu birden kaybolur. Aramadık yer bırakmayan Eleman, çocuksuzluğuna üzülürken bir gün Baabedin’in mezar başında uyuya kalır. Rüyasında aksakallı ihtiyar (Hızır) kendisine elma verir, hanımı ile bu elmayı yemelerini doğacak çocuğa da Er Töştük adını koymalarını söyler.
- Dokuz ay geçtikten sonra Eleman’ın eşi bir oğlan doğurur, adını Er Töştük koyarlar. Çocuk hızla yetişir ve on iki yaşında köyün çocuklarını döver hâle gelir. Dövdüğü çocuklardan birisinin annesi Er Töştük’e, yiğitse kaybolan ağabeylerini bulmasını söyler. Er Töştük annesine gider ve gerçeği sorar. Doğru olduğunu öğrenince hazırlanıp yola koyulur.
- Er Töştük türlü zorluklardan geçerek ağabeylerini bulup getirir.
- Er Töştük’ün aygırı Çuk-Terek adlı yere kaçar, peşinden giden Er Töştük orada peri kızı Aysalkın ile karşılaşır, nikâh kıyar ve ondan bir çocuğu olur adını Bokmurun koyar. Aysalkın çocuğu Er Töştük’ten habersiz, çocuksuz olan ihtiyar Kökötöy’e evlatlık verir ve dokuz kızın küçüğü Kenceke ile evlenmesini söyler.
- Alanbay adlı komşu bey Töştük’ün dönmesi şerefine toy verir ve Eleman’ın oğulları sünnet ettirilir.
- Eleman oğullarını evlendirmek için Oruskan’ın dokuz kızına talip olur. Oruskan şartlar ileri sürer, şartları yerine getirilir ve kırk gün düğün yapılarak dokuz kız ve oğullarından oluşan kervan yola çıkar, bir derya kıyısında dinlenirler.
- Eleman atları su içirmeye götürdüğünde suda karaciğer görür ve onu almak için suya uzanır. Karaciğer yedi başlı kocakarı’ya dönüşerek elemanın üzerinde zıplamaya başlar. Eleman zıplamayı bırakması karşılığında Er Töştük’ü kocakarı Celmoguz’a vermeyi teklif ederek serbest kalır. Er Töştük doğduğu sırada onunla beraber doğan sihirli kutuyu kocakarı’ya verir.
- Er Töştük kocakarı’dan kutuyu çalıp kaçarken kocakarı sihir yapar ve yer yarılarak Er Töştük içine düşer.
- Yeraltında biri geyikten hızlı koşan, biri uzakları işiten, biri uzağı gören, biri de denizlerin suyunu içerek bitirebilen, dört maamıtla karşılaşır ve dost olur.
- Yeraltında kaplanın, ayının ve karıncanın da arkadaşı olan Er Töştük Onlara iyilik eder. Onlar da sıkıştığı anda Er Töştük’e yardım edeceklerini söylerler.
- Er Töştük, yeraltı dünyasının padişahı olan Kök Döö (Gök Dev)’nün küçük kızı Külayım’a rastlar. Er Töştük’ü, daha önce rüyasında gören bu kız, ona âşık olur. Külayım, bir plan yaparak Er Töştük’ün kel çoban kılığında babasının hizmetine girmesini sağlar.
- Kök Döö kızlarına birer elma verir ve evlenecekleri erkeğe atmalarını söyler. Külayım Elmasını Er Töştük’ün önüne atar. Babası buna kızsa da razı olur.
- Kök Döö kızlarının seçtikleri damat adaylarından; Doksan adet yaban eşeği sıpası avlamalarını, kaybolan benekli kısrağın yavrusunu bulmalarını ister. Diğer iki damat başarısız olsa da Er Töştük’ün yardımıyla istekler bulunur.
- Kök Döö, çobanın Er Töştük olduğunu öğrenir ve onu sınamak için birkaç istekte bulunur. Er Töştük bütün istekleri maamıtların yardımıyla yerine getirir. Son istek olarak göl’den kırk kulplu kazanı, atı Çal Kuyruk’un yardımıyla çıkarır.
- Kök Döö, kocakarı’nın oğlu Kara Döö ve yedi başlı kocakarıyı öldüren Er Töştük, iki karısı (Külayım ve Biyti- Kung) ile ülkesine dönmek için dev kartal Alpkarakuş’tan yardım isterler. Yolda yiyeceği biten Alpkarakuş için Er Töştük, iki baldırından et koparıp verir.
- Yeryüzüne çıktıktan sonra Çoyunkulak’a rastlar. Çoyunkulak, Er Töştük’ü öldürüp iki karısını da alır. Ancak Alpkarakuş, Er Töştük’ü yutar ve geri tükürür, böylece Er Töştük eskisinden daha güçlü olur. Çoyunkulak’ın yedi canlı olduğunu ve canının yedi kuşta olduğunu öğrenen Er Töştük, yedi kuşu öldürerek Çoyunkulak’ı öldürür ve iki karısını da alıp ülkesi Kırgız’a döner. Yedi yıldır hamile olan ve doğurmak için kocasını bekleyen Kenceke ile kavuşur.
Töştük’ün mücadelelerinin büyük bir kısmını gerçekleştirdiği yer altı, mitolojik tasavvurda insanların düşmanı olarak kabul edilen Erlik’in mekânıdır. Yani, Töştük’ün şuuraltındaki amacı milletin başına bela olan Erlik’i yenmek olabilir. Celmoguzun, Maaday Kara Destanı’ndaki Erlik’in kızı Abram-Moos Kara-Taacı’yla olan benzerliği dikkate alındığında bu tespit daha da dikkat çekici olmaktadır. Yine, celmoguz ve dev cinsinden varlıklarla olan mücadelelerin de mitik dönemde karşılaşılan güçlü millet ya da boy gibi düşmanlarla olan mücadelelerin mitik dönemden modern döneme geçişteki değişimi olduğuna dair görüşler de bu bağlamda ele alınmalıdır (Yeşildal, 2015: 10-11).
Er Töştük’ün destan mı masal mı olduğu konusunda görüşler vardır. Jirmunskiy tarafından ortaya atılan ve Er Töştük anlatılarının nesir varyantlarını adlandırmaya daha yakın görülen kahramanlık masalı kavramını Yıldırım şu şekilde açıklar:
“Kahramanlık masalı kavramı altında değerlendirilebilecek olan Kazak Türklerinin bazı eski anlatıları üzerine incelemelerde bulunan araştırmacıların bazıları bu anlatıların mensur olanlarını “olağanüstü masal (sonraları kahramanlık masalı)”, manzum olanlarını da “eski, arkaik ya da masalsı destan” kavramı adı altında incelemişlerdir. Arkaik destan başlığı altında, mensur olmakla birlikte manzum kısımları da olan ve genelde masal tasnifleri içerisinde yer alan “Er Töstik” anlatısının da değerlendirildiğini görmekteyiz” (Yıldırım, 2012: 31).
“Kahramanlık masalı” ve “kahramanlık destanı” kavramlarının ayrımını, bireysellik ve millilik ile bağdaştıran Yeşildal düşüncesini şu şekilde açıklar:
“Kahramanlık masalı kavramı üzerinde tespitlerde bulunan araştırmacılar, destan ve kahramanlık masalı türlerinin en temel farkı olarak kahramanlık masallarında, destanlardakinin aksine asıl kahramanlarının millî değil bireysel mücadelelerine ve mitik kahramanların çokluğuna dikkatleri çekmektedirler. Karalayev’den derlenen Er Töştük Destanı’nda halkının Töştük’e biçmiş olduğu “halkı için doğmuş Töştük” fonksiyonu bu bağlamda ve anlatıcı tesiri göz önüne alınarak değerlendirilmelidir. Töştük’ün mücadelelerinin büyük bir kısmını gerçekleştirdiği yer altı, mitolojik tasavvurda insanların düşmanı olarak kabul edilen Erlik’in mekânıdır. Yani, Töştük’ün şuuraltındaki amacı milletin başına bela olan Erlik’i yenmek olabilir” (Yeşildal, 2015: 10-11).
Er Töştük’ün Kırgızlardan derlenen varyantının manzum olduğunu söyleyen Yeşildal, Er Töştük’ün en eski kahramanlık destanı olduğunu söyler:
“Er Töştük Destanı, Kırgızlar arasında çok eskiden beri anlatıla gelen ve yüzyılları aşıp gelen bir destandır. Destan, halk arasında kara söz yani nesir şeklinde masal; şiir şeklinde manzume olarak anlatılmaktadır. İlk önceleri Elemanbay, Köçpösbay ve Eleman’ın Töştük’ü adlarıyla masal şeklinde anlatılan Töştük, zaman içerisinde yetenekli Kırgız ırçı ve akınları tarafından manzumeye dönüştürülerek şiir formatında söylenmeye başlamıştır.” (Taube’den aktaran Yeşildal, 2015: 12).
Er Töştük ve Harry Potter’in Mitik Yönden Mukayesesi
Er Töştük Destanı, yukarıdaki iskelet yapısında da görüleceği üzere eski yani arkaik, mitik ve kahramanlık destanı olarak kabul edilmektedir. Er Töştük Destanı’nın muhtevası bakımından karşılığı olarak, miftik köönö baatırdık epos yani “mitik eski kahramanlık destanı” kavramının uygun olduğu düşünülmektedir (Yeşildal, 2015: 83). Er Töştük’te bol miktarda bulunan mitik unsurların, günümüz dünya sinemasında örnekleri olduğu, özellikle J.K. Rowling’in Harry Potter serisinin Er Töştük ile ortak mitik unsurları içerdiği dikkatleri çekmiştir.
İlk olarak belirtilmesi gereken husus, Er Töştük’te sihrin kullanımı olduğudur ve Er Töştük’ün doğum hadisesinden başlayarak destanın genelinde bu büyülü dünya etrafında şekillenen olaylar silsilesi görülmektedir. Sekiz oğlu kaybolan Eleman artık çocuksuz bir bey olmanın üzüntüsü ve utancıyla bir çıkış yolu ararken rüyasında gördüğü aksakallının verdiği elmayı, hanımı ile birlikte yemiştir. Böylece Eleman’ın hanımı günü dolunca bir erkek çocuk dünyaya getirir ve çocuğun adı Hızır’ın dediği gibi Er Töştük koyulur. Daha küçükken yaşıtlarını döven, yiğit bir çocuk olan Er Töştük on iki yaşında ağabeylerini aramak için yola revan olur ve ağabeylerini bulup getirir. Bu yaşta bir çocuğun bunu yapabilmesi olağanüstü bir özelliktir. Sinemaya da aktarılan Harry Potter kitap serisinde ise sihirli bir dünya vardır. Harry on bir yaşında başladığı Hogwarts büyücülük okulunda düşmanı Voldemort ile karşı karşıya gelmiş ve onu yenerek yaşının üstünde bir özellik sergilemiştir.
Er Töştük Destanı’nda, Er Töştük’ün babası Eleman, suda yüzen karaciğeri almaya çalışırken, karaciğer kocakarı’ya dönüşür ve Eleman’ın üzerinde zıplamayarak onu öldürmeye çalışır. Suda görülen cadı örneğini Harry Potter serisinde görmek mümkündür. Harry, ateş kadehi yarışmasında suda cadılarla mücadele etmiştir. Er Töştük’ün bazı varyantlarında Er Töştük ile beraber doğan bir sihirli kutudan bahsedilir ve bu kutuyu kocakarı’dan almak için Er Töştük mücadele verir. Harry Potter’de ise Harry’nin doğumu ile kehanetinin yazılı olduğu küre vardır ve Harry, küre’yi almaya çalışan düşmanı Voldemort’a engel olmaya çalışır. İki örnekte de görüleceği üzere doğumla beraber dünyaya gelen sihirli bir nesne vardır.
Destanda, kötülüklerle dolu yeraltı dünyasına giden Er Töştük’ün burada; kaplan, maamıt, ayı, karınca, Alpkarakuş gibi hayvanlara yardım eder onlarla dost olur. Alpkarakuş’un yavrularını ejderha’dan korur, aç kalan Alpkarakuş’a baldırından bir parça kopararak verir. Bunun karşılığında Alpkarakuş, Er Töştük ölünce onu yutarak tekrar hayata döndürür. Er Töştük’ün en yakın arkadaşı olan Çalkuyruk, Tulpar at’tır. Tulpar, kanatları olan, konuşabilen, olağanüstü özelliklere sahip bir attır. Er Töştük’ün başına bir felaket geleceği zaman önceden haber veren Çalkuyruk, fedakâr bir yoldaştır. Hayvanlarla dostluğu, yoldaşlığı ve olağanüstü hayvan motifini, Harry Potter’de de görmek mümkündür. Harry Potter eserinde, muhtevasında barındırdığı fantastik ve efsanevi karakterler sebebiyle, çok sayıda mitik hayvana rastlarız. Harry’nin en yakın dostlarından olan baykuşu Hedwig, Harry için canını feda etmiştir. Sadece ölümü görmüş olanların görebileceği at olan Testral, kanatlı bir attır ve Harry Potter’e yardım etmiştir. Harry Potter’de bir diğer mitik at ise batı mitolojisinde Unicorn adı ile bilinen kafasında tek boynuzu olan attır. Bu atı öldürmek suçtur ve atın kanını içenin ölümsüzlüğe kavuşacağı fakat bu hayatın felaketlerle dolu olacağına inanılır. Bu atın karşılığı Türk mitolojisinde “kilin” adıyla bilinir, boynuzlu olarak tasvir edilir ve boynuzu gücü temsil eder. Hipogrif adlı başı dev bir kartal, vücudu at olan hayvana, Harry Potter yardım ederek hayatını kurtarmış, buna karşılık hayvan da Harry Potter’in vaftiz babası Sirius’u kaçırmak için yardım etmiştir.
Er Töştük Destanı’nda, Er Töştük’ü, Çalkuyruk’u ve Töştük’ün iki karısını sırtına alarak yeraltından yeryüzüne çıkartan Alpkarakuş’a karşılık Harry Potter’de; Harry ve arkadaşlarını pençesine alarak sırlar odası olan yeraltından çıkaran Fawkes isimli olağanüstü güce sahip anka kuşu vardır. Burada anka kuşu Phoenix olarak tanımlanan küllerinden yeniden doğan, kızıl renkli ve küçük bir kuştur. Bu kuşun karşılığı Türk mitolojisinde Tuğrul kuşu veya Alpkarakuş’tur. Türk mitolojisindeki Tuğrul kuşu, Er Töştük’te de belirtildiği üzere devasa büyüklükte ölümsüzlüğü ve yeniden dirilişi simgeler. Anka kuşu Fawkes; Harry, sırlar odasında mitik yaratık Basilisk ile mücadele ederken, Harry’e yardım etmiştir. Bu da Er Töştük’te görülen yardımsever hayvan motifinin bir benzeridir. Çin, Yunan ve Orta Asya mitolojilerinde yeri olan Basilisk gözleri ile baktığını öldüren veya taşa çevirebilen, olumsuz nitelikte, ejderha ya da dev yılandır. Basilisk, Türk mitolojisinde Abra olarak bilinen yılana benzer. Abra Türk Söylence Sözlüğü’nde şöyle tanımlanır:
“Türk mitolojisinde yeraltı yılanı. Abura veya Apra olarak da bilinir. Yeraltındaki Büyük Deniz (Tengiz)’de yaşayan ve ejdere benzeyen devasa iki yılandan birisidir. Timsaha benzer bir görünümü vardır. Bu canavarların diğeri ise Yutpa’dır ve ikisinin adı birlikte anılır. Gözleri parlak bakır renklidir. Ayakları kızıldır. İnanılmaz büyüklüktedir, görenlerin yüreğine korku basar.” (Karakurt, 2011: 26).
Voldemort’un yılanı Nagini ise bir zamanlar insan olan olumsuz nitelikte bir kobradır. Yılan Türk kültüründe de olumsuzdur ve Erlik ile ilgili bir simgedir. Erlik’in başında olduğu kötü ruhlar zümresi insanlara her türlü kötülüğü, hastalığı, ölümü getirirler. Erlik ile Voldemort kötülüğün sembolü olması noktasında birbirine benzerler çünkü Voldemort’un da başında olduğu “ölüm yiyenler” olarak bilinen ve büyü dışı olan insanlara kötülük eden kötü ruhlu insan topluluğu vardır. Voldemort’un yanından ayırmadığı yılanı vardır, Erlik’in ise yılan kamçılı ya da yılan asalı olduğu söylenir. Nagini istediği zaman insan kılığına girebilen bir animagus’tur. Animagus, Harry Potter’de kahramanların hayvan kılığına girebilmesi özelliğidir. Harry’nin vaftiz babası Sirius da bir animagus’tur ve istediği zaman köpek kılığına girer. Diğer kahramanlardan; Peter Pettigrew bir fareye, Minerva McGonagall bir kediye, James Potter bir geyiğe, Rita Skeeter ise bir böceğe dönüşebilmektedir. Türk mitolojisinde kılık değiştirme “don değiştirme” olarak da bilinir ve şamanların kaz, karga, kuğu, kurt, geyik gibi hayvan donuna girdikleri bilinmektedir.
Her Şamanın bir hayvan anası olduğu düşüncesi dikkate alındığında zayıf Şamanların hayvan anasının köpek olduğunu ifade eden Yaşar Çoruhlu, Köpeğin Orta Asya mitolojisinde hem olumlu hem de olumsuz tasarımları bulunan çoğunlukla yeraltı ve Erlik ile ilişkilendirilen bir hayvan olduğunu ifade etmektedir. Şamanlar arasında köpek itibar gören hayvanlardan değildir. Yaygın görüş, köpeğin ancak kötü Şamanların hayvan ruhu olabileceği doğrultusundadır. Şaman, köpek gibi uluyarak ruhları yanına çağırır (Çoruhlu, 2002: 58). Şekil değiştirme ile ilgili en bilinen örnekler; Hacı Bektaş-ı Veli’nin güvercin, Ahmet Yesevi’nin turna, Ahi Evran’ın yılan donuna girmesi hadiseleridir.
Yeraltından çıktıktan sonra Er Töştük’ü öldüren ve Töştük’ün iki karısını alıp giden Çoyunkulak’ın yedi canı vardır ve her biri bir kuşun içindedir. Yedi kuşu da öldüren Er Töştük Çoyunkulak’ı öldürmüş olur. Harry Potter’de ise Voldemort’un ruhu yedi eşyanın içindedir, bu eşyaları yok eden Harry Voldemort’u öldürmüş olur. Öldükten sonra yeniden dirilme Er Töştük’te olduğu gibi Harry Potter’de de vardır. Alpkarakuş’un yutup geri tükürmesi ile yeniden dirilen Er Töştük, daha güçlü olur. Voldemort, Harry Potter’i öldürür fakat felsefe taşı elinde olan Harry yeniden dirilir. İki eserde de görüleceği üzere yedi can motifi, insanın canını bir hayvana veya bir nesneye saklaması, öldükten sonra yeniden dirilme ortaktır.
SONUÇ
Destanlar bir milletin kültürünü, tarihini, mitik unsurlarını bünyesinde barındıran metinlerdir. Er Töştük destanı mitik unsurlar ve geleneksel diyaloglar barındıran “miftik köönö batırdık eposlar” yani “mitik eski kahramanlık destanları” olarak tanımlanan metinlerdendir.
Er Töştük’ün masal mı yoksa destan mı olduğu yönünde tartışmalar bulunmaktadır fakat her şeyden önemlisi Er Töştük, mitik unsurlar üzerine kurulmuş bir metindir ve bu metinlerin günümüze uyarlanması ve yaşatılması adına dizi ve film sektörü önem arz etmektedir. Destan, masal, efsane, halk hikâyesi gibi anlatılar, teknolojinin hızla geliştiği çağa ayak uydurma noktasında değişip dönüşerek farklı mecralarda devam ederler. Bu mecralardan biri de dijital neslin ilgiyle takip ettiği film ve dizi sektörü olduğundan, dünyada da büyük üne sahip, mitik unsurlarla örülü fantastik kitap serisi Harry Potter, sinema sektörüne aktarılmıştır.
Bir metnin kendisinden önce yazılan metinlerden izler taşıdığını öne süren metinlerarasılık yöntemi, Harry Potter’de, mitik unsurlardan yararlanma noktasında görülmektedir. Sinemaya aktarılan Harry Potter’in bu kadar sevilmesinde ve ünlenmesinde şüphesiz, içinde barındırdığı büyülü dünyanın ve fantastik unsurların etkisi vardır. Bu incelemede görüldüğü üzere Harry Potter’de bulunan mitik unsurlar, Er Töştük’de de bulunmaktadır ve daha gün yüzüne çıkmamış çoğu mitik unsur Er Töştük’de mevcuttur. Er Töştük sadece Kırgız coğrafyasında değil; Tatar, Kazak, Tuva ve Uygur coğrafyalarında da bilinmektedir ve hâlâ yeni varyantları ortaya çıkmaktadır. Er Töştük destanının metinlerarasılık yönteminden hareketle uyarlanması ve sinemaya aktarılması yalnızca mitik unsurlala örülü fantastik bir film olmayacak, aynı zamanda Türk kültür unsurlarının tanıtılmasında ve yaşatılmasında rol oynayacaktır. Değerlendirilmesi yapılan çalışmadan da anlaşılacağı üzere Türk geleneğini, mitik unsurları barındıran Er Töştük, Manas gibi metinler modern dünyaya uyarlanmalı ve yaşatılmalıdır. Bu uyarlama sürecinde metinlerarasılık yöntemi yol gösterici olacaktır.
KAYNAKÇA
Aktulum, Kubilay, (2000), Metinlerarası İlişkiler, Öteki Matbaası, Ankara.
Artun, Erman, (2009), Anonim Türk Halk Edebiyatı Nesri, Kitabevi, İstanbul.
BAYAT Fuzuli, (2007), Mitolojiye Giriş, Ötüken Neşriyat, İstanbul.
Çağlan Gizem, (2017), Popüler Sinemanın Mitolojik Derinliği, Öykülepsi İnternet Dergisi.
ÇORUHLU, Yaşar (2002), Türk Mitolojisinin Anahatları, İstanbul: Kabalcı Yayınevi.
Doğan, H. (2005), Küreselleşme Sürecinde Artan Kültürel Değişim ve Medya İlişkisi: Ankara’da Corn Flakes Tüketimi Örneği, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü: Ankara.
Eliade, Mircea, (2017), Mitler, Rüyalar ve Gizemler, (Çeviren: Cem Soykan), Doğubatı Yayınları, Ankara.
Erdoğan, Bayram, (2007), Sorulara Türk Mitolojisi, Pozitif Yayınları, İstanbul.
İnan, Abdülkadir (2000), Tarihte ve Bugün Şamanizm Materyaller ve Araştırmalar, Ankara
İliç, Y. (2002), Kırgız Halk Destanı Er Töştük (Gramer-Metin-Çeviri-Dizin), Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
Karadavut, Z. (2010), Kırgız Masallarında Mitolojik Unsurlar, Millî Folklor, 11(85), 71-80.
Karakurt Deniz, (2011), Türk Söylence Sözlüğü, Türkiye.
Köktan, Yavuz, (2014), Mitoloji Dans Ve Müzik, TÜRÜK Dil Edebiyat ve Halkbilimi Araştırmaları Dergisi 2014 Yıl:2, Sayı:3 Sayfa:261-271.
ÖGEL, Bahaeddin (1998), Türk Mitolojisi I/ (Kaynakları ve Açıklamaları ile Destanlar), Ankara: TTK Yayınları.
ÖGEL, Bahaeddin (2002), Türk Mitolojisi II/ (Kaynakları ve Açıklamaları ile Destanlar), Ankara: TTK Yayınları.
ÖZNÜLÜER, Hüseyin, (2018), Günümüzde Türk Mitolojisinin Bilinmezliği Ve Sebepleri, Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 6, Sayı: 67, s. 142-158
Yeşildal, Ünsal, Yılmaz. (2015), Er Töştük Destanı (İnceleme-Metin), Yayımlanmamış Doktora Tezi, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.
Yeşildal, Ünsal, (2015), Er Töştük Anlatısının Kırgız Sahasına Ait Nesir Varyantları, 21. Yüzyılda Eğitim ve Toplum, cilt 4, sayı 11.
Yıldırım, Seyfullah (2012), Kazak Türk Folklorunda Epik Anlatmalar, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.
Yıldız, Tuna (2015), Değişen Bağlamlar, Dönüşen Anlatılar: Halk Hikâyelerinden Beyaz Perde’ye Metinlerarası İlişkiler, Milli Folklor, Yıl 27, Sayı 108.