Stephen King, oldukça üretken bir yazar ve hatta o kadar üretken ki 1999 yılında başından geçen kamyon kazasından sonra yaralı olduğu halde yazmaya devam etmiştir. Yazarın edebi evreni daha çok kendisinin bildiği, hala yaşadığı bir eyaletin üzerine kuruludur: Maine. Maine’de kurguladığı hayali kasabalarına mekân olarak roman ve hikâyelerinde yer veren King, Kara Kule serisi haricinde bu yöntemi defalarca kullanmıştır. Kara Kule serisi ise bütün roman ve hikâyelerin en sonunda birleştiği bir destandır.
Bu hayali kasabalar 3 tanedir: Derry, Castle Rock ve Jerusalem’s Lot. Lanetli ve bazen vampirlerle dolu olan Jerusalem’s Lot kasabası görünüşe göre, Derry ve Castle Rock kadar çok olmasa da birçok Stephen King hikâyesinde yer aldı. Son derece başarılı bir yazar olarak on yıllardır yazan King, çoğunlukla sakinleri için bir tür gayya kuyusuna dönüşen birçok kurgusal mekân yarattı. Bu kurgusal kasabalar bazen canavarlar, bazen salgın hastalıklar ve hatta bazen de Lovecraftian yaratıklar tarafından avlanma alanı seçilerek istila edilirler. Temel olarak Stephen King karakteri olmak pek de eğlenceli bir şey değildir.
King’in en ünlü kasabası, hiç şüphesiz yaklaşık bir düzine hikâyede yer alan ve daha pek çoğunda da kendisine atıf yapılan Castle Rock’tır. Kasaba aynı adı taşıyan bir Hulu televizyon dizisini bile ortaya çıkardı ve Castle Rock’ın her bölümünde bölgede meydana gelen yeni karakterlere ve olaylara odaklanıldı. Tabii ki bir de O’nun evi olarak da bilinen Derry var, O çoğu zaman Kaybedenler Kulübü’nü kovalamak için Palyaço Pennywise şekline girer. King’in daha pek çok kitabı da Derry üzerinde durmuştur.
Bir de Kral’ın Castle Rock ya da Derry kadar sık ziyaret etmediği ancak yine de yazarın edebi evreninde önemli bir yere sahip olan Jerusalem’s Lot kasabası var. İşte orada geçen hikâyelerin bir listesi ve onların kısa özetleri:
Korku Ağı (1975)
King, bu romanını Carrie’den sonra ikinci romanı olarak yayımladı, yazarın en ünlü eserlerinden birisidir ve Jerusalem’s Lot’u okuyucuya tanıtmıştır. Sadece çocukluk korkularıyla yüzleşmek amacıyla yeni bir roman kaleme alan ve on yıllar sonra döndüğü kasabasında bir vampir istilasıyla karşılaşan yazar Ben Mears’ın hikayesi, 1979 ve 2004’te iki farklı mini diziye uyarlandı. Her bir uyarlamanın da kendince güçlü yanları olsa da kitabın hakkını da veremiyorlar.
Son Bir Kadeh (1977)
İlk olarak 1977 yılında Maine Magazine’de yayımlandı ve daha sonra 78’de Hayaletin Garip Huyları seçkisinde yer alan Son Bir Kadeh öyküsü kısaca Korku Ağı’nda yaşanan olaylardan sonra Jerusalem’s Lot’a ne olduğuna ışık tutmaktadır. Ne yazık ki, Ben’in kasabayı ateşe vermesi tüm vampirleri öldürmesini sağlamadı ve çevredeki toplulukların sakinleri artık bir veba gibi buradan kaçıyor. İçeri giren hiç kimse geriye gelemiyor.
Hortlaklı Köy (1978)
Orijinal adıyla Jerusalem’s Lot. 1850’de geçen bir prequel olan Hortlaklı Köy, Chapelwaite olarak da bilinen korkunç bir konakta yaşamaya giden Charles Boone ve onun uşağı Calvin McCann adlı bir adamı konu ediniyor. Charles’ın Chapelwaite’in içinde bulduğu şey onu eski aile sırları, terk edilmiş bir köy ve tabii ki vampirlerle dolu bir tavşan deliğine götürdüğü için buradan çoğu kişinin, haklı olarak kaçındığı ortaya çıkar. Bu hikaye aynı zamanda Hayaletin Garip Huyları adlı öykü toplamının bir parçası olarak yayımlandı ve şimdi EPIX tarafından da televizyona uyarlanıyor.
Jerusalem’s Lot kasabası içerisinde geçen King kitapları bu kadardı ancak bir de bu kasabadan söz etmekle yetinen eserler var. Onları da sizleri ayrıntılara boğmadan kısa kısa ve isim isim buraya aldım:
Medyum(1977) Çağrı(1979) Ceset (1982)
Hayvan Mezarlığı (1983)
Dolores Claibome (1992)
Rüya Avcısı (2001)
Kara Kule 5: Calla’nınKurtları (2003)
Kara Kule 6: Susannah’ın Şarkısı (2004)
Kara Kule 7: Kule (2004)
Doktor Uyku (2013)
Diriliş (2014)
The Instute (2019)
KAYNAKÇA
KENNEDY, M. (2020), Every Stephen King Story Set in Jerusalem’s Lot, 19 Temmuz 2020 tarihinde Screenrant