Merhaba sevgili okurlar. Ursula K. Le Guin’in, “Yerdeniz” serisinin kadın kimliğini fantastik bir kurguyla ele alan ikinci kitabı Atuan Mezarları’nı incelemeye çalışacağım.
İnceleme yapmak için yazarın bu kitabını seçmemin nedeni elbette kadını ve kimliğini işlerken seçtiği alegorik yöntemdir. Birazdan yazacaklarım sayesinde daha iyi anlayacaksınız. Fakat şimdiden uyarayım, eğer bu kitabı okumadıysanız Sürpriz Bozan’la karşılaşmanız şu noktadan sonra kaçınılmazdır :).
Ana karakterimizi, kitabın başında küçük bir kız çocuğu olarak tanıyoruz. Tenar, fakir ve köylü bir ailenin evladı olan küçük kızımız. Tenar, Kargad Adaları’ndan Atuan’da yaşamaktadır. Söylenene göre, Tenar aslında Mezarlığın Ölümsüz Rahibesi’dir ve diğer adı ise Yutulmuş olarak belirtilmektedir. Niye Yutulmuş? Çünkü Tenar ismini, İsimsizler denilen ne idiği belirsiz tanrımsılara kurban ediyor. İsimsizler de bu ismi ve eski kimliği yutuveriyor. O neden peki? Mezarlık Rahibesi’nin adını ve kimliğini almak için, yani Arha’yı. Giyiyor kara yünden çarşafları ve ninjalar arasına katılıveriyor kızcağız. (Pardon, o başka öyküydü, hatta öyle bir öykü bile olmayabilir.) Giyiyor kara yünden çarşafları ve İsimsizler’e adını verdikten sonra Arha adını alarak, Mezarlık Rahibesi oluveriyor. Aradan süre geçiyor, kızımız büyüyor. Ama Mezarlıktaki hayattan sıkılıyor çünkü anlamsızlık ve sıkıcılık ihtiva eden bir yaşamla boğuşuyor. Sonrasında da Büyücü Ged’in, Büyük Büyücü Erreth-Akbe’nin Barış Runü bilekliğini bulmak için o mezarlık labirentine girmesiyle olaylar gelişiyor. Çevik Atmaca, kızımızın hayatına heyecan katıyor ve eski ismi Tenar’ı geri kazanmasını sağlıyor.
Kısaca, bu güzel romanın anlatmak istediğim kısımları ve sürpriz bozanları bunlardı. Şimdi gelelim kadın kimliği ile ilgili olan kısma: Karakterimiz Tenar, küçüklüğünden bu yaşına kadar ismini yitirmiş, ismi değişmiş ve kendine özgü olana ulaşana kadar ruhsal çileler çekmiş bir karakter. Baktığımız zaman kadınların her birinin aslında bir Tenar olduğunu görüyoruz. Doğduğunda ve çocukluğunda kız; evlenince hanım, eş, karı; doğurunca anne, hafifmeşrep olunca yollu, muhafazakâr olunca da kezban veya kün fe yekün oluveriyorlar. İlginçtir ki, tüm bunları olup bir türlü “kadın” olamıyorlar. Kendi öz kimliklerine ulaşmaları, toplumun taktığı etiket ve kartvizitler yüzünden oldukça zor oluyor. Hatta popüler kültürün kadını metalaştırması ve geçmişten beri gelen erkek egemen medeniyetin de bu etiket ve kartvizitlere çanak tuttuğu ayrı bir gerçek. Onlar da ilk ismini unutmuş gibiler, ancak onlara ismini hatırlatacak bir Ged her daim olmuyor. İsmini hatırlamak için bir Ged’e ihtiyaç duyulur mu peki? Orası tartışılır.
Her kadın birer Tenar’dır anlayacağınız. Umarım sizler de ilk ve size ait olan isimlerinizi kazanırsınız. İyi günler dilerim.