Merhabalar, öncelikle röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için teşekkürler. Hepimiz Kayıp Rıhtım’ın paltosundan çıktık fakat belki biraz daha somut kılma adına, kısaca Rıhtım’dan bahseder misiniz?
Merhaba ve elbette! Kayıp Rıhtım, yaklaşık olarak 13 yıldır yayın hayatına devam eden; ağırlıklı olarak edebiyat içeriği sunmasının yanı sıra sinema, dizi, anime, gerek kültürü, çizgi roman, manga, görsel sanatlar gibi diğer kültürel alanlara da dokunan bir çevrimiçi yayın platformudur. Özellikle son iki yıldır bilim, mimari, tarih ve arkeoloji gibi bu alanda destekleyici farklı köşelere de değinerek dev bir kültür sanat platformu olmayı hedefliyor.
Başladığınız günden bugüne süregelen yolculuğunuz nasıldı? Hiç umutsuzluğa kapıldığınız, “eyvah” dediğiniz talihsiz anlar oldu mu? Kimlerin yolu Rıhtım’dan geçti?
Olmaz olur mu? Dile kolay, 13 yıllık bir platformdan bahsediyoruz. İlk başladığımızda Facebook Türkiye’de yeni yeni duyulmaya başlamıştı. Diğer sosyal medya hesaplarının adı bile geçmiyordu. Mobil uygulama kavramı çok ama çok yeniydi. Hatta İnternet sitelerinin mobilden okunması zorlayıcı olduğu için nadiren tercih edilen bir seçenekti. O günden bu yana, sürekli olarak yayın yapmanız gereken bir platformda bu tarz anların olmaması imkansız zaten. Ancak her seferinde kriz anını elimizden geldiğince iyi bir şekilde yönetip çıkmayı başardık. Hatalarımızdan ders alarak ve en önemlisi de kendi kendimize öğrenerek buraya kadar geldik.
Kimlerin yolunun Rıhtım’dan geçtiğine gelince… İnanın o kadar çok isim var ki, şu an saymaya başlasam eminim birçoğu eksik kalır. Ancak arşiv sitemiz de dahil olmak üzere neyse ki yolu geçen herkesin katkıları duruyor ve yazıları bugün bile okunmaya devam ediyor.
Kayıp Rıhtım’ın genelde Türk edebiyatına, özelde Türk fantastik edebiyatına olan katkısını nasıl ifade edersiniz? Fantastik, bilimkurgu, çizgi roman gibi Türkiye’de ötekileştirilmiş türlerin; zaman içerisinde popülaritesinin artmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kayıp Rıhtım’ı ilk kurduğumuzda sloganını “Fantastik Edebiyatta Kaybolanlara” olarak belirlemiştik. 2013’e kadar da bu süreç böyle devam etti. Sanıyorum Rıhtım macerasında başladığımızdan bu yana türe katkı sunmuş yazarından editörüne, yayıncısından çevirmenine kadar iletişim içinde olmadığımız çok az isim kalmıştır. Özellikle hazırladığımız dosyalar ve doğrudan üreticilerle iletişime geçebilme yetimiz, aslında bir yanılgıyı da ortadan kaldırdı: Türkiye’de yerli fantastik edebiyat eserlerinin çok az olduğu ve türün rağbet görmediği. Bu algıyı özellikle o dönemlerde girdiğimiz künye bilgileriyle, yaptığımız inceleme, röportaj ve özel dosyalarla bir nebze de olsa kırdık.
Bugün için konuşmak gerekirse zaten artık öyle bir sorunumuzun kaldığını düşünmüyorum. Çünkü adı bilinen birçok ünlü yazar bile, doğrudan fantastik edebiyat olmasa da fantastik unsurların bulunduğu romanlar kaleme alıyor. Yabancı sinemada fantastik türün yükselişi tüm dünyaya olduğu gibi bize de etki etti diyebiliriz aslında. Türe olan katkımızı hala devam ettirmeye çalışıyoruz. Okurlara özellikle Yazarının Kaleminden köşemize göz atmalarını öneririm. İşin mutfağına girmek inanılmaz keyifli.
Rıhtım’ın; Fantastik Canavarlar, Aylık Öykü Seçkisi, Kayıp Rıhtım Forum, Yayınevleri Soru Hattı gibi pek çok projesi oldu. Sizi en çok heyecanlandıran hangisiydi? Daha da önemlisi yeni projeleri merakla bekleyelim mi?
Öncelikle son sorunuzdan başlayalım: Kesinlikle beklemelisiniz! Şu an devam eden projelerin yanında, beni çok ama çok heyecanlandıran ve kafamızda oluşturduklarımızı kâğıda dökersek harika olacak bir projeyle uğraşıyoruz. Bunun yanında irili ufaklı farklı şeyler de geliyor. İnanılmaz yoğun bir tempoyla çalıştığımız için belki istediğimiz kadar vakit ayıramıyoruz ancak işin sonunda hepinizin seveceği bir şeylerin geleceğini düşünüyorum.
Bahsettiğiniz her projenin benim gözümde ayrı bir yeri, ayrı bir heyecanı var. Örneğin Aylık Öykü Seçkisi’ni ele alalım. 11 yıldır belirli bir tema dâhilinde her ay bir seçki yayınlıyoruz. Çevrimiçi yayıncılık dünyasında bu kadar istikrarlı devam eden ve bunca yıldır süren benzer bir proje daha yok sanıyorum. Başta Seçki’de yazmaya başlayıp da sonra kendi basılı kitaplarına kavuşan birçok yazarımız oldu örneğin. Elimizden geldiğince okul olarak gördüğümüz bu projeyi devam ettirmek istiyoruz.
Kayıp Rıhtım Forum özellikle edebiyat alanında Türkiye’nin en aktif platformu diyebiliriz. Okurlarımızla bu şekilde birebir iletişimde olmak gerçekten çok keyifli. Bildiğiniz gibi forum kültürü sosyal medyanın gelişiyle büyük bir darbe aldı ve çoğu mecra da kapandı. Ancak biz, forum ruhunun sosyal medya ile çok farklı iki kavram olduğu kanaatindeyiz. Biri anlık olarak paylaşım yapabileceğiniz ve gündemin çabucak değiştiği bir yerken; diğeri ise giriş yaptıktan sonra yıllar öncesinde açılmış bir konuya bile hızlıca ulaşabilmenize imkân tanıyor. Keza Yayınevleri Soru Hattı da bu sayede doğmuş bir proje.
Son olarak Fantastik Canavarlar ise biraz duygusal bir iş. Daha önce Harry Potter’a olan sevgimizi, mevcut ya da kendi açtığımız hayran forumlarında gideriyorduk. Pek tabii serinin son bulmasıyla hepsi yıllar önce kapandı gitti. Fakat Fantastik Canavarlar film serisinin ve Lanetli Çocuk tiyatro oyununun gelmesiyle birlikte, işi biraz daha profesyonel bir hale getirmeye karar verdik. Keşke daha çok vaktimiz olsa ve bu projeye de hak ettiği kadar zaman ayırabilsek.
Fantas(an)tik Dergi olarak mottomuz “Antik mitlerden fantastik kurgulara!”, mitoloji ve fantastik kültür ilişkisi üzerine siz neler söyleyebilirsiniz?
Mitolojinin ve fantazyanın ayrılmaz bir bütün olduğunu düşünüyorum. Bugüne dek okuduğumuz birçok klasik eser, ki buna fantastik edebiyatı tekrar popüler hale getirmiş Yüzüklerin Efendisi de dâhil, mitolojik unsurlardan ilham alarak yolculuğuna başlamıştır. Aklınıza gelebilecek her kültürün mitolojisi zaten şu an için “fantastik” dediğimiz unsurlarla dolu değil midir? Kültürel olarak birbirinden beslenen, daha doğrusu günümüz fantazyasının mitolojiden beslendiğini ve aslında bu sayede ortaya okunası ve edebi anlamda da haz veren içeriklerin çıktığı bir gerçek.
Peki, Kayıp Rıhtım’dan yazar ve eser önerileri alabilir miyiz? Yerli edebiyatta kimler geldi, kimler geçti? Daha da mühimi kimler gelecek vaat ediyor sizce?
Doğrudan eser adı vermek yerine yazar isimlerinden gitmem daha doğru olacaktır sanırım. İhsan Oktay Anar ve Nazlı Eray sanırım türe katkıda bulunan en önemli isimler arasında yer alıyor. Perg Efsaneleri ile günümüz fantastik kurgusunu bizlere sunmuş olan Barış Müstecaplıoğlu bu türde eserler vermeye devam ediyor. Orkun Uçar, Doğu Yücel, Saygın Ersin, Göktuğ Canbaba gibi isimler de türün yükselişi sırasında önemli katkıları bulunan yazarlar arasında yer alıyor. Murat Başekim, Mehmet Berk Yaltırık, Funda Özlem Şeran, Gökcan Şahin gibi isimler de yine günümüz edebiyatında kaliteli işler sunuyorlar.
Tam olarak bu türe girmese de fantastik unsurları bol, farklı tatlar arayanlar için Emirhan Burak Aydın, Onur Selamet, Hakan Bıçakcı, Sezgin Kaymaz ve Alper Canıgüz isimlerini de önerebilirim.
Açıkçası çok fazla isim var, ancak yine de, “Daha önce hiç yerli fantastik okumadım, ne ola ki?” diyen birileri varsa bu isimlere göz atabilir.