En Çok Okunanlar

Benzer Başlıklar

Noel’in Kökenleri: Yule Ve Saturnalıa

Hristiyan dünyası için en önemli günlerden birisi olan ve günümüzde de yeni yıl kutlama alışkanlıklarını derinden etkileyen yegâne dönem Noel dönemi! Ülkemizde sık sık yeni yıl kutlamaları ile karıştırılan, İsa’nın doğum günü olarak kabul edilen Noel döneminin kökenleri aslında Hristiyanlıktan çok çok daha öncelere dayanıyor. Hatta çeşitli yılbaşı gelenekleri de o eski dönemlerden günümüze ulaşmış. Bunların arasında ağaç süslemek, ökseotu altında öpüşmek gibi bildiğimiz şeyler var. Bu kutlamaların en önemlileri Yule ve Saturnalia’dır.

Yule, kuzey kutup dairesinin en kısa günü ve en uzun gecesi olan 21 Aralıkta yani kış ekinoksunda kutlanmaya başlanır ve bu tarihten itibaren 11 gün boyunca Yule dönemi olarak adlandırılır. Yule kuzey Avrupa paganları arasında kutlanırdı. Bu dönemde insanlar tıpkı Noel’de olduğu gibi yer içer, ateş başında hikâyeler anlatırdı. “Yule Log” yani Yule odunu denen odun ateşe atılır ve geriye sadece külleri kalana kadar yakılırdı. Kalan küller de bereket getireceğine inanıldığından tarla gibi ürün alınabilecek yerlere serpilirdi. Bu gelenek ise Druid’ler tarafından başlatılmıştı. Onlar, 12 gün boyunca güneşin sabit şekilde kaldığına ve odun yakmanın karanlığa yakılan bir ışık olduğuna, kötü ruhları engelleyeceğine ve gelecek yıl için şans getireceğine inanırlardı. Bu iş için genelde meşe odunu tercih edilirdi zira onun güneşi dünyaya çeken ağaç olduğunu düşünüyorlardı. Bazı özel bitkiler de bu kutlamalarda önemli bir yere sahiptir. Bunlardan en önemlileri ise sarmaşık, ökseotu ve çobanpüskülüdür. Bu bitkiler yıl boyunca yeşil kaldığından hayatı ve bereketi simgelerdi. Ökseotunun şeytani ruhlardan koruduğuna inanılır, üzerindeki beyaz meyveler ise erkeğin tohum vericiliğinden hareketle semen olarak simgelenirdi. Çiftlerin neden ökseotu altında öpüştüğünün sırrı da çözülmüş oldu!

Çobanpüskülü ise yine kötü ruhlara karşı korunma amacıyla evlerin kapılarına ve pencerelerine asılırdı. Üzerindeki kırmızı meyveler ise kadının kanını simgelerdi. Bu sebeple çobanpüskülü ve ökseotu kutsal bir evliliğin simgesi olarak görülürdü.

Sarmaşık da yeniden doğum ve yaşama dönmenin sembolü olarak görülür. Ancak bütün bu otların süslendiği yerlerden 5 veya 6 Ocak’a kadar toplanması gerekir aksi takdirde uğursuzluk getireceğine inanılır. Bitkilerle iç mekân süsleme inanışı ise yine başka bir kış gündönümü kutlaması Saturnalia’dan gelir. Erken dönem Hristiyanları bu Roma kutlamasından etkilenmiş, yıl boyu yeşil kalan bitkileri içeri almış evlerini ve kiliselerini süslemişlerdir.

İşte bu noktada ise Saturnalia devreye giriyor. Sonbahar ekim döneminin sonunu ifade etmek için 17 Aralıktan başlayarak tarım ve tohum tanrısı Satürn’e adanan bugün daha sonradan uzatılmış ve bir haftalık bir kutlama dönemi olmuştur. Bu dönemde insanlar yer içer birbirlerine hediyeler verirlerdi. Özellikle, kış gündönümünden sonra gelen aydınlığı temsilen ince mumlar hediye olarak en çok tercih edilen şeydi. Festival boyunca, normal zamanlarda sürdürülen sosyal düzen bile bir nevi alt üst olurdu. Zaten hiç kimsenin çalışmadığı, bütün kuralların askıya alındığı bu festival boyunca kölelerin bile çalışmadığı olur kutlamalara katılırlardı. Hatta köleler ve sahipler yer değiştirir, bu kez köleler hizmet edilen taraf olurdu. Noel ağacı süsleme geleneği de burada doğdu diyebiliriz çünkü çam ağacı tanrıçanın koruluğundaki en temel parça olarak görülürdü. Ayrıca hep yeşil kaldığı için yeniden doğuş ve kışın ortasında yeniden yeşeren hayatı sembolize ettiğinden insanlar onu ekinoks arifesinde süslerler ve çeşitli seremonilerle tapınağa götürürlerdi.

Bir diğer gelenek de kutlamalar için sahte bir kral seçilmesiydi. Bu kişi genellikle evin en aşağı statüdeki üyesi olurdu. Sahte kral, Tanrı Satürn’ün yerine geçer, konukları aşağılar, komik kıyafetler giyerdi. Bunun sebebi bu kişinin normal düzeni değil, kaosu temsil etmesiydi. Bunu göz önüne alarak bu festival dönemine bir kaos süreci de diyebiliriz çünkü yukarıda da bahsettiğim gibi alışılageldik toplum düzeni bozulur, iyi ya da kötü bütün kurallar askıya alınırdı.

Bütün bu bayramlar Hristiyanlığı derinden etkilemiştir. Hristiyanlığın yayılmasıyla birlikte bu pagan bayramları birleştirilmiş ve 25 Aralık günü kutlanan Noel İsa’nın doğum günü olarak belirlenmiştir.

KAYNAKLAR

https://www.historytoday.com/archive/did-romans-invent-christmas

https://folklorethursday.com/folklife/wonder-christmas-great-midwinter-celebration/

https://www.timeanddate.com/calendar/december-solstice-customs.html

https://www.goddessandgreenman.co.uk/yule

https://www.history.com/topics/ancient-rome/saturnalia

https://www.bbc.co.uk/religion/religions/paganism/holydays/wintersolstice.shtml

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz