En Çok Okunanlar

Benzer Başlıklar

Çocuklar İçin Fantastik Edebiyat

Çocuk ve fantastik sözcükleri bir araya gelmesin diye yoğun çaba sarf eden insanlar var. Önemli kürsülerde yer edinmiş ve pedagoji alanında kalem sahibi bilindik kişiler; fanstastik edebiyatın çocukların gerçek hayatla yüzleşmesini engellediğini söyleyip bu türden metinlerin bir an önce çocuk kitaplarından atılmasını savunuyorlar.

Ursula Le Guin, 1974’te kaleme aldığı “Amerikalılar Ejderhalardan Neden Korkar?” adlı makalesinde kurmaca ve fantastik edebiyat düşmanlarına şu cevabı verir: “Hayal gücüyle yaratılmış kurmacanın yararı; dünyayı, çevrendeki kişileri, kendi duygularını ve kaderini daha derinlemesine anlamanı sağlamaktır.”

Hayal gücünü besleyen, içinde yaşadığımız dünyanın sorunlarını ve korkularını bizlere çözüm yollarıyla beraber öğreten bir edebi türden çocukları neden uzak tutalım ki? Eğitimin nihai amacı zaten çocuklarda istendik davranışlar oluşturmak ve onlara sorunlara karşı çözüm yolları üretebilmelerini sağlamak değil midir? O halde çocuğun dünyasındaki karanlık, aileden yoksunluk, açlık, güvensizlik gibi temel korkuların birer fantastik varlığa dönüşerek karşılarına çıkmasından neden çekinmek zorundayız.

Çocuğun düşüncesinde zaten tüm kötücül yaratıklar yaşıyor ve her gün beslenip büyüyorlar. İngiliz yazar G. K. Chesterton’ın şu sözü konunun özü gibi: “Peri masalları; çocuklara, ejderhaların var olduğunu öğretmez. Çocuklar ejderhaların var olduğunu zaten bilirler. Peri masalları, ejderhaların öldürülebildiğini öğretir.”

Türk mitlerindeki Yedi Başlı Ejderha, Tepegöz, Erlik Han tam da bu noktada dünyanın kötücül tarafında yaşayan ve korkuların vücuda gelmiş halleridir. Tek gözlü bir yaratık tasviri, doğal olmayan ve hayatın akışına terstir. Çocuğun normal giden dünyasında aniden yaşadığı veya yaşayacağı ölüm, hastalık, deprem gibi yıkıcı olaylar da normalin dışındaki bir yaşayış doğurmaktadır.

Peki, çocuğun dünyasında bu kötü olaylar ne şekilde yer bulurlar? Çocuğun ölümün, depremin yıkıcı etkisinden uzaklaşması nasıl sağlanabilir? Çözümü sadece gerçekçi edebiyat ve dosdoğru bilgide olduğunu düşünenlere göre çocuğu karşımıza alarak ona madde madde şunu yap, bunu yapma şeklinde telkinlerde bulunmalıyız. Oysaki sorunların çözümleri, bireylerin o yıkım anına kadar edindikleri tecrübelerde ve belleklerindeki bilgilerde saklıdır. Henüz dokuz yaşındaki bir çocuğun deneyimi ise daha çok kendisinde iz bırakan cümlelerde gizlenmiştir.

Bireylerin ve milletlerin boy aynası olarak görülen mitler, destanlar, efsaneler ve masallar sayesinde geçmişin tüm birikimi ansiklopedik bilgiler yerine kurgulaştırılmış ve heyecanlı bir dille çocuklara sunulabilir.

 

Değil ortaokul, okul öncesi dönemden başlayarak mitolojik karakterleri ve düşün dünyamıza yer etmiş fantastik olayları resimli ve öyküleştirilmiş bir dille hazırlanan kitaplarla hazır hale getirmeliyiz. Kitaplar ise animasyonlara ve oyunlara vesile olacak, bu şekilde ‘aman uzak dur, çocuğum sakın şunu izleme, bu kötüdür’ diye yasakladığımız tüm ürünlerin yerini hayal güçlerine hitap eden çalışmalar alacaktır.

Gerçeğe ulaşmak mı? İşte onu yine Ursula Le Guin’i dinleyerek cevaplayalım: “Biz hayal gücü zengin insanlar, ‘Evvel zaman içinde bir ejderha varmış’ ya da ‘Topraktaki delikte bir hobbit yaşarmış’ gibi cümlelerle, böyle güzelim gerçek dışı şeylerle, kendi tuhaf tarzımızda hakikate ulaşabiliriz.”

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz